Makro Finans Nedir?

Makro Finans

Ekonomi, finans ve iktisat; insanların günlük yaşamlarında sıklıkla kullandığı terimler olsa da bilimsel temellere dayalıdır. Bin yıllardır devletlerin ve insanların ekonomileri yaşamın bir parçası olarak bugüne kadar evrilmiştir. Bunların içinde en sık duyulan ise makro finans terimidir.

Halk, üretim, devlet politikaları ve dış dünya etkilerini inceleyen ve gelişmeleri öngören en önemli ekonomi alt dallarından biridir. Toplam üretim ve tüketim, tasarruf, yatırım, milli gelir, enflasyon ile işsizlik gibi verilerin tamamını inceleme altında tutmaktadır.

1930’lu yıllara kadar tanımlanamamış bu terim John Maynard Keynes’in çalışmalarıyla bugünkü halini almıştır. Keynes, talep kavramını gündeme getirerek, üretim ve işsizliği makro finans ifadesiyle tanımlamıştır. Günümüzde, ekonominin ayrılmaz bir parçası halini almıştır. Ülkeler, geçmiş muhasebesi, orta ve uzun vadeli planlarını bu kavramla belirlemektedir.

İçindekiler

Makro finans nedir?

Makro Finansın İşletmeler İçin Önemi

Ekonomi terimleri içerisinde önemli olan bir diğeri de mikro finanstır. Hane halkı diye tanımlanan halk ile tüm işletmeler kendi içinde bir mikro finans habitatını oluşturur. Bu habitat da doğal olarak makro finans ile doğrudan bağlantılıdır.

Çünkü ülkelerin makro seviyedeki tüm kararları, mikro düzeydeki her şeyi ve herkesi etkilemektedir. Bu bağlamda işletmeler için makro boyuttaki ekonominin takip edilmesi son derece önemlidir.

Örneğin, ülke parasının döviz karşısındaki hareketleri, makro düzeydeki politikaların bir tezahürüdür. Ancak doğrudan mikro düzeydeki kişileri ve işletmeleri de ilgilendirmektedir. Bunun yanında vergi düzenlemeleri de devletler tarafından yapılmaktadır. Ancak hane halkı ve işletmeler vergi ödemekle yükümlüdür.

Bu da doğrudan her şeyin makro finans sistemine bağlı olduğu anlamına gelmektedir. İşletmeler, bu nedenle kendi muhasebesini yaparken makro düzeydeki politikaları takip etmeli, kolay uyum sağlayabileceği politikalar üretmelidir.

İşletmelerde Makro Finans Nasıl Kullanılır?

Günümüz ekonomik sistemleri, işletmelerin katma değerini ve üretimini üst seviyeye çıkarmaya odaklanmıştır. Ancak bunun için bilimsel verilere ve analizlere ihtiyaç vardır. Her işletmenin mikro düzeydeki varlıklarını, makro düzeydeki politikalara uydurma zorunluluğu vardır.

Çünkü Türkiye gibi ülkelerde makro finans dengeleri sürekli değişmektedir. Bu durum, şirketlerin varlıklarını, üretim kapasiteleri ve sermayelerini doğrudan etkilemektedir.

İşletmeler, milli gelir (gayrisafi yurt içi hasıla-GSYH) döviz kuru, faiz oranları, enflasyon, işsizlik, vergi oranları gibi gelişmeleri takip etmelidir. Bu bağlamda finansal analizler hazırlamalı ve her duruma hazırlıklı olmalıdır. Çünkü büyüme; öz sermaye ya da dış borçlanma ile yapılacaksa bu veriler hayati önem taşımaktadır.

İşletmeler için çok önemli bir yere sahip olan sermaye yapısının belirleyici pek çok etkeni bulunmaktadır. Ancak makro politikalar, bu etkenlerin en önemlilerinden biridir. Bu bağlamda makro finans parametrelerinin sektörlerin sermaye yapılarını ne derecede etkilediğini tespit etmek için analizler yapılmalıdır.

Bu analizlerden doğru sonuç almak BudgetLab ile mümkün.

 

Makro Finansal Değişkenler Nelerdir?

Ülkelerin tamamı finansal düzenlemeler için makro politikalar belirlemektedir. Bu belirleme yine pek çok değişkene bağlı olarak yapılmaktadır. Bu değişkenlerin bazıları şunlardır:

  • Reel Gayrisafi Milli Hasıla
  • Merkez Bankası’nın belirlediği reel faiz oranı
  • Reel döviz kurları
  • İhracatın ithalatı karşılama oranları (Cari açık)
  • Ödemeler dengesi (Ücret üzerindeki yükler)
  • İşsizlik ve istihdam oranları

Burada bahsi geçen değişkenler birbirleri ile bağlantılıdır. Örneğin kişi başına düşen milli gelirin artması, işsizliğin de azalmasına neden olmaktadır. Ancak milli paranın değer kazanması ile döviz kurundaki düşüş, ihracatın ithalatı karşılama oranına etki etmektedir. Tüm bu değişkenler gözlemlenebilir ve veriye dayalı sonuçlar ortaya koyar.

Ancak burada dikkat edilmesi gereken sadece politika yapıcıların makro düzeyde aldığı kararlar değildir. Makro finans da dış dünya ile doğrudan bağlantılıdır. Örneğin Amerika Birleşik Devletleri’nde patlak veren emlak krizi tüm dünyayı etkilemiştir.

Birçok ülkenin makro dengeleri sarsılmış, dolayısıyla mikro düzeyde de etkileri görülmüştür. Bu nedenle finansal değişkenlere sabit değişkenler gözüyle bakmamak gerekmektedir. Yani, Afrika’daki bir kelebeğin kanat çırpışı, başka kıtada kasırgaya dönüşebilmektedir. Bu kelebek etkisi ekonomi biliminde dikkat edilmesi gereken önemli bir husustur.

Makro Finans ve Mikro Finans Arasındaki Fark Nedir?

Yukarıda da bahsedildiği gibi makro ve mikro finans birbirinden farklı ama bağımlı iki kavramdır. Küçüklüğü temsil eden mikro ifadesi, ekonomi biliminde hane halkı gelirini ve işletmeleri ele almaktadır. Dolayısıyla, mikro düzeydeki kişi ve işletmelerin ekonomi içindeki yeri ayrıdır. Onlar doğrudan makro sisteme bağlı bileşenlerdendir. Dolayısıyla mikroya bakmadan, makroya ulaşmak mümkün değildir.

Ancak, mikro düzeydeki hane halkının ve işletmelerin makro düzeyde alınan kararlara etki etme gücü yoktur. Bu nedenle makro düzeyde alınan her karar, yapılan her uygulama mikro düzeye etki etmektedir.

Dolayısıyla, her mikro finans yöneticisi; yani kişiler ve işletme sahipleri bir şekilde makro düzene bağlıdır. Tek başına alacağı kararlarla ancak çevresinde etkiler yaratabilmektedir. Makro değişimler ancak hükümetlerin politikalarıyla değişmektedir.

Bu bilinç doğrultusunda makro finans sistemi hayatın en önemli parçalarından biri olmalıdır. Çünkü mikro düzeyde alınacak her karar, daha büyük ölçekteki bileşenlere bağlıdır. Örneğin, ev satın alınacak ve 10 yıllık bir borca girilecekse ilk planlama mikro bütçede yapılmalıdır.

Ancak makro düzeydeki ekonominin getirileri de göz ardı edilmemelidir. Oluşabilecek her türlü kriz, alınan kredinin geri ödenmesini zorlaştırabilir. Bu durum sonucunda belki hane halkı işsiz kalacaktır.

Bu durumda makro dengelerin mikroya yansıması çok iyi irdelenmeli hem ev ekonomisinde hem de iş yaşamında hayata uyarlanmalıdır.